-
kalbin holofira, kalbinin sızısı var.
kalbinin sızısı kalbime sızmış.
gözlerime bak holofira, gözlerime bak!
neden bunca ölüm var?
ne zaman çiçek açacak bastığın yerler?
oysa seninle yemyeşil göklerde koşmak var
yemyeşil göklerinde uçuş uçuş yıldızlar,
kirpiklerinden düşüp tutamadıklarına benziyorlar
ah holofira.. gökyüzü sana benziyor
gecenin en siyahı sana benziyor
tan yerine benziyorsun holofira, tan yeri!
şu kızıl kıyametin yok mu, seyrine doyum olmuyor
ellerim varmıyor ufkuna
kaçma artık benden
kalbindeki çatlaklara sızayım,
sızın olayım holofira -
ne zaman alsam elime şu zehir zıkkım kalemi, kaçmak istiyorum.
çok uzaklara bırakıp kanatlarımı, orada ölüvermek istiyorum.
acısız. sessiz.
dayanamadım yine kalbimdeki katliama.
eziyorlar sevgilim! bana acımadan, eziyorlar nergis bahçelerimi.
tek sözlerini anlamadığım sessiz çukurlar kalıyor boş nehir yatağında.
durduramıyorum gelmelerini, bana sormadan gidiyorlar.
gittiler bilmem nerenin dipsiz yerine. seni özledim.
öyle susuz kaldım ki nehir yüreklim..
belki mevsimi değil ama, yaşasın istiyorum nergislerim.
yaşamasınlar mı yoksa, çukur mu kalsın içim?
söyle benim elleri güzel sevgilim, yaşların nereye düşer şimdi?
oysa köklerinden kopup yakana ilişecek kadar deliydi sana bu yüreğim. -
ölümüm geliyor aklıma
vakitsiz, etraf temiz
ağlıyor geride kalanlar
birkaç güne unuturlar
-şanslıysan birkaç aya-
kimse üzülmez kimse için
ağıtları kendilerine
bensiz değişiyor hayatları
buna bütün çırpınmaları
ne bir şair bıraktım geride
ne de bir şiir çocuk
bir adım kaldı benden
bir de küçük yusufçuk